Sırada Ne Var Dersiniz?

Sırada Ne Var Dersiniz?

Sırada Ne Var Dersiniz?Bu tanıma alışsanız iyi edersiniz: ‘Next Normal’ = ‘Yeni Normal’ – belli ki farkında olmadan hazırlandığımız yeni bir şeyler (Normal demeye bin şahit) – A-Normal şeyler var..!

McKinsey global partner ve iş liderleri, Kevin Sneader ve Shubham Singhal tarafından Mart ayında yayınlanan bir makalede (‘Beyond Coronavirus: The Path to the Next Normal‘) paylaşıldı bu kavram. Tüm dünyayı etkisi altına alacak şekilde bir yeni alan açılıyor – raporda da bahsedildiği şekliyle yer vereyim, bunu bir bölünme şeklinde düşünebilirsiniz. Yani şunu diyor, biyolojideki hücrelerin mitoz bölünmesi gibi hücreler bir şey kaybetmeden ve hızlı şekilde bölünerek çoğalacak bir yeni ekonomik dünya düzeni. Bu alan, yani periyodun başlangıcı COVID-19 ile yapıldı.

Bazı kurumlar için, kısa vadeli hayatta kalma tek gündem maddesidir. Diğerleri, kriz geçtikten ve işler normale döndükten sonra kendilerini nasıl konumlandıracaklarını düşünerek, belirsizliğin getirdiği sisler arasından bakıyorlar durumlarına… Soru şu: ‘Normal nasıl olacak?’
‘Kimse krizin ne kadar süreceğini söyleyemezken, diğer tarafta içinde bulduğumuz şey son yılların normaline benzemeyecektir.’ Bu söz, 11 yıl kadar önce, son küresel mali krizin ortasında, Ian Davis tarafından yazılıyor. Bugün bu sözün mevcut yaşadığımız koşullar içerisinde ne kadar da doğru olduğu ve karşı karşıya kaldığımız gerçeğin altını çizdiği apaçık ortada.

Öyle ki – bugünün dünyasında kötümsere daha yakın, gerçekçi bir bakış açısı ile mevcut şartlara bakabilmemiz bireyler olarak yapabileceklerimiz arasında – ve başka yol yok gibi görünüyor!

Raporda yer alan şu kısma özellikle önem veriyorum:
‘The corona virus is not only a health crisis – it is also an immenent restructing of the global economic order
.. Post – viral dönemde: ‘Yeni Normal’ – Eşi benzeri görülmemiş yeni realitede, iş ve toplumun geleneksel olarak faaliyet gösterdiği ekonomik ve sosyal düzenin dramatik bir şekilde yeniden yapılandırılmasına tanık olacağız. Ve yakın gelecekte, bir sonraki normalin neye ihtiyaç duyabileceği ve sınırların daha önce hayatımızı şekillendirenlerden ne kadar keskin ayrılacağı hakkındaki tartışmanın başlangıcını ve tartışmasını göreceğiz.

Daha şimdiden, değişim deyince aklıma gelen genel konu başlıkları bile, en az 5-10 yılda iyimser şekilde beklediğim tablonun çoktan yaşadığımız pandemi günlerinde gerçekleştiğini gösteriyor. Eğitim verme ve alma şeklimiz, değer yargılarımız, harcama alışkanlıklarımız, bireysel olarak kendi bedenimizin ihtiyaçlarını görme ve bunlara eğilme şeklimiz, iş yapış şekillerimiz vs. Tüm bunlara ‘yeni normal‘ deniyor.

Umudum, bu zorlu zamandan alınan derslerin -özellikle de yaşama ve çalışma şeklimiz söz konusu olduğunda- daha iyi bir şey yaratmamıza ve hayal etmemize yardımcı olmasıdır.

“Sıradaki Normal” için ise birkaç dileğim var tabi:

  • Çalışma saatlerinin 08:00 – 18:00’den, fiziksel/sabit bir ofiste çalışma zorunluluğu bulunmaması (tıpkı bu günlerde yapabilmeyi öğrendiğimiz gibi). – Ki, eşofmanlarla da harika işler yapabiliyoruz aslında.
  • Yakınlaştırma çağrılarımızı kesintiye uğratmasa bile hayatın her anının farkındayız ve kucaklıyoruz. Yaşamı ve işi yapmamız için zaman ayırdığımız için özür dileriz.
  • Sosyal medya ve teknolojiyi, bağlantısızlık yerine daha fazla bağlantı yaratan, verimli iş modelleri yaratabilmeye entegre şekillerde kullanmaya devam edebiliriz diye düşünüyorum.
  • Sağlığımızın her şey olduğunu gördük ve kabul ettik çoktan. Bize verilen bir ‘can’ hakkımız var işte, gördük. Fiziksel ve zihinsel refahımızla ilgilenmek için zaman ve mekan sağlayan çalışma yolları yaratabiliriz.
  • En savunmasız kişileri de diğer canlıları da korumak için gerekenleri yaptığımızda kolektif olarak daha güçlü olduğumuzu hatırladık.
  • Son olarak ve benim için en önemlisi, dünyaya yön verenlerin şirketler değil, hükümetler değil, teknolojinin hiç değil, insanlar olduğunu asla unutmadık.

Merak ediyorum, “sıradaki normal” için sizin aklınızda neler var?

İlgili raporun tamamına buradan erişim sağlayabilirsiniz.

Nurşen Yılmaz Erginsoy

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir