5G Teknolojisi Hakkında Ne Biliyorsunuz?

5G Teknolojisi Hakkında Ne Biliyorsunuz?

5G Teknolojisi5G Teknolojisi Hakkında

Hayatımızda henüz birkaç yıl kadar önce dahil olan 4G‘ye adapte olmaya çalışırken, 5G’nin ayak seslerini oldukça hızlı şekilde duyduk. Ve her geçen günde 5G haberleri yayılmaya devam ediyor.

Gittikçe daha da artan mobil teknolojilerin kullanımı ve hızı daha iyi bir kullanıcı deneyimi vadediyor. Ülkemizde, 4G’ye geçişin hayatımıza katkılarını veya işlem verimliliğini tam anlamıyla görememiş olduğumuz açık (yaşadığımız bölgenin fiziki koşulları ve altyapı yetersizliği, dağılım eşitsizliği sebepleriyle), bırakın kırsal kesimleri, şehir merkezinde HD kalitede orta metraj bir filmi indirmek bile ortalama 1 saat sürüyor.

Bu anlamda 5G’nin bizi oldukça heyecanlandırdığı doğru, ancak bu tip yeniliklere hızlı bir geçiş planlarken, kullanım ve verimlilik, adaptasyon ve yaygınlaşma noktasında sınıfta kaldığımız çok açık! Kullandığımız cihazların teknik uygunluğundan, yaşanan çevrenin fiziki koşulları ve altyapı tasarımına kadar her noktanın proje çalışmalarına konu olması ciddi ihtiyaç.

5G’nin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de nasıl bir etki yapacağı merak konusu. Bu konuda Türkiye’de yayınladığı reklamlarla adından söz ettiren Türk Telekom, 5G’nin ne olduğu, nasıl bir altyapıya sahip olduğu, sektörleri ne düzeyde etkileyeceğine yönelik Beyaz Kitap isimli bir çalışma paylaştı. 5G alanındaki bilgi ve tecrübelerini, kamuya ve özel sektöre referans olacak bu kaynağa aktararak Türkiye’nin 5G yol haritasına ışık tutuyor. 2020 Mart ayı itibariyle testlere başlamak ve Haziran ayında uygulamaya başlama yönünde Bakanlık onayı alındığını öğrendik.

5G Teknolojisi5G tam anlamıyla kullanıma hazır hale geldiğinde yaklaşık bin kat daha fazla mobil veriyi kontrol edebileceğiz. Bu gerçekten de inanılmaz bir seviye. Dünyanın pek çok üniversitesinde yaşamımıza muhtemel etkileri üzerinde çalışmalar yapılıyor. Önemli katkı sağlayacağı alanlar arasında, internetin günlük kullanım etkinliğinin arttırılması ile nesnelerin interneti kavramını ve dijital dünyayı beslemesi, büyük veri etkinliği, sürücüsüz otomobiller, oyun sektörü vb. yer alıyor.

Dünya’daki gelişmeler bir kenarda dursun, Türkiye’de bu teknolojiye bu kadar kolay ihtiyaç ortamı var gibi göstermeye çalışmak, ya da henüz pek çok nedenden dolayı 4G (kullanılan tabir ile 4.5G) teknolojisinden insanlar verimi tam anlamıyla alamamışken, böyle bir teknolojiye geçiş; konu hakkında uzmanların beyanlarını araştırdığımda, “canlıların yaşamlarına” oldukça büyük ‘renk’ = ‘risk’ getirecek görünüyor.

Nasıl mı?

  • 2017’de 41 ülkeden 200’ü aşkın (Türkiye’den 18 tane) bilim insanı, elektromanyetik alanların biyolojik sağlık üzerine etkileri üzerine araştırmalar yaptı ve hakemli dergilerde de yayınlanan bilgiler ışığında yaşam alanlarında gün geçtikçe artmakta olan elektrikli ve kablosuz cihazlardan kaynaklı elektromanyetik alanların insan sağlığı yönünde ciddi endişe uyandırdığını BM ve DSÖ’ye ilettiler.
  • 2019’da da tam 26.000 bilim insanının imza attığı, tüm dünyaya çağrı yaptığı ve bu teknolojinin ‘insan ve çevre sağlığına’ zararlı olduğunu ciddi kanıtlarla beraber acilen 5G kurulumlarının tamamen durdurulması gerektiğini talep etti.
  • Bugünlerde herkes hazır evlerinde salgının yayılmasını önlemek için oturuyorken, bir taraftan da dünyada birçok bölgede eş zamanlı olarak baz istasyonları kurulduğuna yönelik dört bir taraftan cadde-sokaklardan insanların bu konuda paylaştığı fotoğraflarla 5G’leşme sürecinin yaşandığı görülüyor. Bu süreçte hazır dışarılarda kimseler de daha hızlı ilerleyecekleri kesin.
  • Peki yukarıda birkaç başlıkta paylaşmaya çalıştıklarım dışında şu (bilimsel çalışmalarla desteklenmiş) konularda da insanların haberi olmasın mı?
  • Dünyada böcek popülasyonundaki %80 azalma olduğu ve bunda direk olarak EMD (Elektro Manyetik Dalga) etkili olduğunun belirlenmesi. Bu sayede insanların en önemli yaşam kaynağı olan tarım sektörünü / alanlarının doğrudan etkilemesi.
  • İnsanda terleme duyularını ele geçirebilme yeteneği olduğu. Terleme kanallarımızı etkileyen ve anten görevi gören frekansları kullanabilmesi ve yayınlabilmesi durumunda insanların direk olarak gündelik yaşamlarında baş ağrısı, stres seviyesi vb. psikolojik dengesizliklere yol açabilir olması.
  • Kablosuz radyasyon ve EMF’lerin doğurganlık, beyin, kalp ve hatta DNA’ya zarar verme de dahil olmak üzere insan vücudunda erken yaşlanmaya ve yaralanmaya sebep olduğu.
  • 5G frekansları çok yüksek olduğu için (24-100 GHz) milimetre dalga (MMW) frekanslarını kullanıyor. Çok kısa dalga boyuna sahip frekanslardan bahsediyoruz (bir dalganın zirvesi ile diğeri arasındaki mesafe). Bunlar, kalabalıkların dağılması için Aktif İnkar Sistemleri gibi ölümcül olmayan silahlar olduğu için ordu tarafından kullanılanlarla aynı frekanslardır. Bu silahlar çok büyük yaralanmalara neden olabilir. Dr. Paul Ben-Ishai: “Sana vurduğunda orada duracak kadar şanssızsan, vücudun yanıyormuş gibi hissedeceksin.”
  • 5G, her türlü binanın içini 3 boyutlu haritaya yerleştirecek kadar güçlü.
  • Dünya’da sigorta şirketleri büyük kablosuz bağlantıları sağlık kapsamına almayı reddediyor. Geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklama ile manşetlerde yer verilen, en ünlü sigorta şirketlerinden Londra Lloyds firması Wi-Fi ve 5G ile ilgili hastalıklara ve iddialara karşı Big Wireless’ı (telekomünikasyon kurumsal holding) sigortalamayı reddederek manşetlerde bulundu.
  • En önemlisi de; dünyada virüsün yayılım haritası ile 5G’leşmenin eş zamanlı olduğunu söylesem.

Acaba bu gibi gerçekliği hakemli dergilerde, bilimsel çalışmalarda paylaşılmış gelişmeler yolunda düşündüğümüzde, dijital-sağlığa geçiş hedefinin 5G’leşme ile desteklenerek yakın gelecekte hasta üzerinde daha fazla kontrol sağlanabilirse, bu aynı zamanda istenilen zamanda hasta/sağlıklı bireyler ortaya çıkabileceğine ortam hazırlamak anlamına gelmez mi?

Nurşen Yılmaz Erginsoy

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir