Elektrikli Araçların Potansiyeli Nasıl Değerlendiriliyor?
Öyle ki; pazar payının %50’yi geçtiği ülkeler var, Norveç gibi.
Türkiye, dünyadaki bu gelişmeleri kendi otomobilini üretme yönünde takip ediyor; henüz Aralık 2019’da ‘Yeniliğe Yolculuk Buluşması’ ile ön gösterime çıkan C segmentinde SUV modeli olan ilk ürünün 2022 yılı sonunda yola çıkacağı planlanırken, yakın zamanda açıklanan bir sürpriz ilave vergi yükleri oldu. Elektrikli araçlara yapılan ÖTV artışı kararı, %10-60 arası değişen oranlarda netleşti.
Elektrikli Otomobil Deyince…
Elektrikli otomobil deyince, en temel haliyle ‘Bir veya daha fazla elektrik motoru kullanarak, bataryalardan ve diğer enerji depolama cihazlarında depoladığı elektriği kullanarak hareketini başlatan ve sürdüren otomobil’ olarak tanımlayabiliriz.
- Batarya teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte elektrikli otomobillerin en büyük sorunu olan menzil ve şarj süreleri hızla gelişiyor.
- Ayrıca, elektrikli otomobillerin “0” emisyon olması sebebiyle çevreye duyarlılığının fosil yakıtlı otomobillerden daha iyi olduğu görülüyor. Elektrikli otomobilin avantajları oldukça fazla ve çevreye fosil yakıtlı otomobillerden çok daha duyarlı.
- Otonom araç özellikleri, dikkat çekici tasarımları, servis maliyetlerinin neredeyse olmayışı ve çevreci oluşları sebebiyle elektrikli otomobiller dünyada hızla kabul görüyor.
- Dünya genelindeki elektrikli otomobil sayısı 7 milyona ulaşıyor. Toplam sayısının yaklaşık %50’si Çin‘de, %25’i ABD‘de ve %25’i Avrupa‘da bulunuyor.
Dünya’dan Gelişmeler Bakıldığında – Elektrikli Otomobil Satışlarında Hızlı Bir Artış Var
- Norveç, elektrikli araçların pazar payının %50’yi geçtiği ilk ülke oldu. Norveç, bir yılda benzin veya dizelle çalışan araçlardan çok elektrikli aracın satıldığı ilk ülke oldu. Resmi verilere göre ülkede geçen yıl satılan 141.412 aracın %54,3’ü elektrikle çalışıyor. Petrol üreticisi Norveç, getirdiği vergilerle 2025 yılında, benzin veya dizel araçların satışına tamamen son vermeyi amaçlayan tek ülke.
- Almanya Başbakanı Angela Merkel, 2022 yılında Almanya’da bir milyon elektrikli otomobilin trafikte olmasını bekliyor.
- 2020 yılına kadar 500 bin otomobil üretmeyi planlayan Tesla, yeni hedefini bu 500 bin otomobili 2018 yılına kadar üretmek olarak açıklamıştı. Elon Musk daha sonra kendi yaptığı bir açıklamada, Tesla’nın senede 1 milyon otomobil üretmeyi planladığını belirtti.
- Çin‘e bakıldığında, 2019’da dünya çapında hafif elektrikli araç sayısı, 2018’e göre %9 artarak 2.264.400 adede ulaşmış durumda. Bugün de, Çin, 2,3 milyon elektrikli aracın aktif kullanımıyla dünyanın en büyük elektrikli araç pazarı olmaya devam ediyor. Bunu perspektif haline getirirsek, bu adet küresel elektrikli araç stoğunun neredeyse yarısı (%45) diyebiliriz.
Türkiye’de Durum Ne?
- Elektrikli otomobil satışları yaklaşık 5 yıldır aktif olarak gerçekleşiyor.
- Tam elektrikli otomobil satış rakamlarına baktığımızda, geçtiğimiz yılların rakamlarında yıllık ortalama 400-500 adetlere kadar ulaşıldığı görülüyor, tabi ki bu rakam bu alanda diğer ülkelere göre oldukça düşük.
- Türkiye’nin otomobili olan ve tanıtılmasının ardından hızlı bir şekilde projelendirilen TOGG (Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu) ülkemiz için gerçekten büyük bir adım oldu. C segmentinde bir SUV olan ilk ürünün 2022 yılı sonunda yola çıkması hedefleniyor. 2030 yılına kadar ise ürün gamını geliştirip 5 modelle farklı ihtiyaçlara cevap verecek görünüyor.
Peki, Türkiye’de Elektrikli Araçlarda 2021 için Açıklanan ÖTV Zammı (2 Şubat 2021) Ne Kadar oldu Derseniz?
3471 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlüğe giren yeni araçların ÖTV matrah oranı Elektrik Motoru da olan araçlarda;
- Elektrik motor gücü 85 kW’ı geçmeyenlerde, %3’ten %10’a,
- Motor gücü 85 kW’ı geçen fakat 120 kW’ı geçmeyen araçların %7’den %25’e,
- Motor gücü 120 kW’ı geçen araçların ise %15’ten %60’a yükseltildi.
ÖTV artışının çevreci otomobillerin ülkemizde yaygınlaşma hızına olumsuz etkisi olacağı oldukça açık.
Avrupa, Amerika ve Dünya’nın en büyük otomobil pazarı olan Çin bu dönüşüme bir şekilde ayak uydururken; Türkiye gerçekten elektrikli otomobillere hazır mı, sorusunu düşündürüyor.
Elektrikli araçlara yönelik hem iç pazarın hem de ihracatta ana pazar olan Avrupa’nın talebini karşılama noktasında süreci desteklemek yerine böylesi bir ilave zam yapma hamlesini anlamlandırmak güç.
Elektrikli araçların tüm dünyada yaygınlaştırılmasındaki finansal katkının yanında, uzun vadeli çevresel sürdürülebilirlik açısından faydaları yeniden bir hatırlasak mı?
Nurşen Yılmaz Erginsoy